Uykucu Fil’in Tatlı Rüyası

Anasayfa » Bebek Masalları » Uykucu Fil’in Tatlı Rüyası

admin     20.04.2025 - 16:03

15 okunma
Uykucu Fil’in Tatlı Rüyası

Güneşin Gülümsediği Bir Sabah
Uzak diyarlardaki Renkli Rüyalar Ormanı’nda, ağaçların arasında huzurla esneyen yumuşacık bir fil yaşıyordu. Koca kulaklı, tombul ayaklı, gri tüylü bu sevimli filin adı Filo’ydu. Filo’nun en çok sevdiği şey, uyumaktı. Geceleri yıldızların altında, gündüzleri kuş cıvıltıları eşliğinde uyumaya bayılırdı. Hatta arkadaşları ona “Uykucu Fil” derdi.

Ama bir sabah, Filo kocaman bir esneme ile gözlerini açtı ve şaşkınlıkla gökyüzüne baktı. “Aaa! Dün gece hiç rüya görmedim!” dedi. Rüyasız bir uyku, Filo için kurabiyesiz bir çay gibi eksik hissedilirdi.

Filo rüyalarını çok severdi çünkü her gece farklı yerlere uçar, farklı arkadaşlarla tanışır, bazen uçan kekler yakalar bazen de gökyüzündeki balinalarla konuşurdu. Ama bu sabah aklında hiçbir şey yoktu. Ne bir uçan kurabiye ne de yıldızlı bir salıncak…

Rüyanın Peşinde Bir Gün

Rüyanın Peşinde Bir Gün

Rüyanın Peşinde Bir Gün
Filo hemen ormandaki en bilge canlı olan Bay Tukan’ın yanına gitti. Bay Tukan, gökkuşağı renklerinde tüylere sahipti ve her sabah dev yaprakların üzerinde yoga yapardı.

“Bay Tukan,” dedi Filo üzgün bir sesle, “dün gece hiç rüya görmedim. Neden böyle oldu acaba?”

Bay Tukan başını salladı. “Hmm… Bazen rüyalar saklanır Filo. Belki seni başka bir yerde bekliyordur. Git, uykunun kapısını bul. Orada rüyan seni karşılayacaktır.”

Filo şaşırmıştı. “Uykunun kapısı mı? O da ne?”

Tukan kanatlarını açarak gökyüzüne işaret etti: “Uykunun kapısı, kalbinin en sessiz olduğu yerdedir. Oraya giden yolu yalnızca cesur yürekler bulur.”

Filo’nun gözleri kocaman açıldı. “O halde hemen yola çıkmalıyım!”

Pamuklu Yollardan Ay Işığına

Pamuklu Yollardan Ay Işığına


Filo minik adımlarla ama büyük bir kararlılıkla ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladı. Yol boyunca yumuşacık pamuk çiçekleri topladı. Bunları gece yastık yapacaktı.

Bir dere kenarında dinlenen müzikli kurbağalara rastladı. Kurbağalar ona tatlı bir ninni söylediler:
“Gözlerini kapat hafifçe,
Rüyalar bekler seni düşte,
Bir gülümseme yeter bazen,
Gönlün açılırsa geceye.”

Filo, ninniyle sakinleşti. Gözlerini kısa bir an kapattı ama rüya hâlâ ortada yoktu. “Henüz değil,” dedi kendi kendine. “Yoluma devam etmeliyim.”

Uykunun Kapısına Giden Son Durak
Ormanın en yüksek tepesine geldiğinde, karşısında ışıl ışıl parlayan bir gölet belirdi. Göletin üzeri adeta aynaydı. Suya baktığında kendini gördü ama bir fark vardı. Suya yansıyan Filo’nun gözleri kapalıydı ve mutlu bir şekilde gülümsüyordu.

Tam o sırada göletin ortasında bir kapı belirdi. Parlayan, yumuşacık, buluttan yapılmış gibi duran bu kapı yavaşça aralandı. İçeriden lavanta kokusu, yıldız tozları ve tatlı bir melodi yükseldi.

Filo bir adım attı, sonra bir adım daha. Kapının eşiğine geldiğinde gökyüzü bir anda geceye döndü. Yıldızlar ışıldadı, rüzgâr tatlı tatlı esti. Ve Filo içeriye adımını attı.

Tatlı Rüyanın İçinde
Birdenbire kendini uçan bir halının üzerinde buldu. Halının üstü kek kırıntılarıyla süslenmişti. Gökyüzünde pamuk şeker bulutları vardı. Yanından geçen bir grup minik fil ona el salladı. Her biri gökkuşağı rengi giymişti.

Tatlı Rüyanın İçinde

Tatlı Rüyanın İçinde

“Hoş geldin Filo!” diye seslendiler. “Seni bekliyorduk!”

Filo heyecanla güldü. “Ben de sizi!”

Gökyüzünde uçan salıncaklara bindiler, yıldızları toplayıp çanta yaptılar, gökkuşağı kaydırağından kaydılar. Orası gerçek mi, rüya mıydı bilinmez, ama Filo hayatında hiç bu kadar mutlu hissetmemişti.

Bir kelebeğin sırtına binip uykunun sonsuz çayırlarına indiler. Orada, gece çiçekleri dans ediyor, rüzgâr ninni söylüyordu. Filo yavaşça gözlerini kapattı. Bu kez rüya içindeydi ama bir başka rüyaya dalmak üzereydi.

Yeni Bir Sabah, Gülen Bir Kalp
Sabah güneş göl kenarından yükselirken, Filo gözlerini açtı. Kulaklarında hâlâ gece duyduğu melodiler vardı. Gülümsedi, esnedi ve “Bu en güzel rüyamdı!” dedi.

Bay Tukan ona doğru geldi. “Gördün mü Filo?” dedi. “Bazen rüyalar sadece uyurken değil, rüyaya inandığında gelir.”

Filo gülümsedi. “Artık her gece rüyamı aramayı değil, rüyamın beni bulmasına izin vereceğim.”

O günden sonra Filo sadece bir uykucu değil, rüya yolculukçusuydu. Ve her gece gözlerini kapadığında, kalbinde huzurla yeni bir kapı açılırdı.

Gökten üç elma düşmüş: biri rüyasını arayanlara, biri uykuyu sevgiyle bekleyenlere, biri de kalbiyle hayal görenlere…

Benzer İçerikler

Yorum Yapabilirsiniz

Daha Önce Yapılan Yorumlar

Yazar

admin 50 İçeriği Bulunmaktadır

Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır