Sihirli Şemsiye Masalı

Anasayfa » Uyku Masalları » Sihirli Şemsiye Masalı

admin     22.04.2025 - 13:08

9 okunma
Sihirli Şemsiye Masalı

Sihirli Şemsiye Masalı Bir varmış bir yokmuş, dört mevsimin bir günde yaşandığı, bulutların dans ettiği bir kasabada, gökyüzüne âşık bir çocuk yaşarmış. Bu çocuğun adı Lila’ymış. Lila, yağmur yağınca sevinir, kar düşünce şarkı söyler, rüzgârla yarış yaparmış. Ama en çok sevdiği şey, yağmur sonrası ortaya çıkan gökkuşağını izlemekmiş. Gökkuşağını gördüğünde içinden geçen tek dilek hep aynıymış: “Keşke bulutlara dokunabilsem…”

Eski Dükkânın Ardındaki Sır

Bir gün, yağmurdan sonra kasabanın eski sokaklarında yürürken Lila’nın gözü harap bir dükkânın vitrinine takılmış. Camı buğulanmış, çatısı yosun tutmuş bu dükkânda, yalnızca bir eşya sergileniyormuş: parlak saplı, mor kumaşlı, gümüş uçlu bir şemsiye.

Şemsiye, sıradan bir eşyadan çok daha fazlası gibi duruyormuş. Lila yaklaştığında vitrindeki buğulu cama parmaklarıyla bir çiçek çizmiş ve o anda içerden hafif bir çan sesi duyulmuş. Kapı kendiliğinden aralanmış. İçeri girdiğinde yaşlı bir kadın onu bekliyormuş. Kadının gözleri bulut gibi yumuşak, sesi rüzgâr gibi hafifmiş.

“Gökkuşağını takip eden çocuklar için hazırlanmış bir şemsiye bu,” demiş kadın. “Ama bu şemsiyeyi almak için önce onu kullanmayı hak etmen gerek.”

Lila heyecanla başını sallamış. Kadın, şemsiyeyi uzatırken fısıldamış: “Bu şemsiye seni yalnızca yukarı taşımaz… seni kendine de yaklaştırır.”

Gökyüzüne Açılan Yol

Lila, şemsiyeyi ilk kez açtığında başının üzerinde küçük bir kasırga oluşmuş. Şemsiye hafifçe yükselmiş ve Lila’yı yerden kaldırmış. O an kasaba küçülmüş, evler boncuk gibi dizilmiş, gökyüzü Lila’ya sarılmış.

Bulutların arasına ulaştığında onları pamuk gibi değil, melodili yastıklar gibi bulmuş. Her bulutun kendine ait bir sesi varmış. Kimisi hafifçe mırıldanıyor, kimisi kahkahaya benzer sesler çıkarıyormuş.

Lila, gökyüzü boyunca süzülürken şemsiyenin ucundan incecik bir toz yayılmış. Bu toz, dokunduğu her yere renk veriyor, kuru bulutları canlandırıyormuş. Lila anlamış ki, bu şemsiye yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir iyileştiriciymiş.

Unutulmuş Gökyüzü Bahçesi

Lila yolculuğu sırasında rengini yitirmiş gri bir alanla karşılaşmış. Burası Gökyüzü Bahçesi’ymiş, ama artık solmuş, çiçekleri kurumaya başlamış. Bulutlar burada ne şarkı söylüyor ne de kıpırdıyormuş.

Bir bulutun üstünde oturan minik bir kuş ağlamaktaymış. “Bahçemiz gökyüzünden unutuldu,” demiş kuş. “Rüyasını kaybeden çocuklar artık yukarı bakmıyor. Renkleri düşlerde aramıyor.”

Lila, bu bahçeye şemsiye tozundan serpiştirmiş. İlk başta hiçbir şey değişmemiş. Ama sonra, Lila’nın şemsiyeyi göğsüne bastırıp “Hayal kurmak hâlâ mümkün,” demesiyle birlikte, toprak renklenmiş, çiçekler tekrar canlanmaya başlamış. Kuşun gözleri parlamış. “Sen gökyüzünün sesini duyan nadir çocuklardansın,” demiş minnettarlıkla.

Rüzgârların Dili

Lila şemsiyesiyle yolculuğuna devam ederken bir rüzgârla karşılaşmış. Bu rüzgâr diğerlerinden farklıymış; karmaşık esiyor, yönsüz savuruyormuş. Lila’yı oradan oraya sürüklemiş, neredeyse düşürmek üzereymiş.

Tam o anda yaşlı kadının sesi kulaklarında çınlamış: “Şemsiye seni taşımaz, sen onu yönlendirirsin.” Lila gözlerini kapamış, içinden geçenleri düşünmüş: “Yukarıda olmak güzelse, buradaki her anı hissetmek daha güzel.”

Bu sözlerle birlikte şemsiye birden dengelenmiş, rüzgâr hafiflemiş. Rüzgârın içinden tatlı bir melodi yükselmiş. Lila, rüzgârın da duyguları olduğunu, yönünü anlamak için onu dinlemek gerektiğini fark etmiş.

Yeryüzüne Dönüş ve Gökten Gelen Sürpriz

Lila şemsiyesini kapatıp yavaşça yeryüzüne inmiş. Ayakları toprağa değer değmez kasaba ona farklı görünmüş. İnsanların yüzlerinde hafif bir tebessüm, sokakların köşelerinde yeni açmış çiçekler varmış. En çok da çocuklar değişmiş. Her biri gökyüzüne bakıyor, ellerinde hayali şemsiyelerle dönüyormuş.

Lila’nın penceresi artık sadece dışarıyı göstermiyormuş; aynı zamanda içine açılan bir kapı olmuş. Şemsiyeyi başucunda tutuyor, her gece yıldızlara bir dilek fısıldıyormuş.

Bir sabah uyandığında camına mor tüylerle süslenmiş bir davetiye iliştirilmiş. Üzerinde sadece tek bir cümle yazıyormuş: “Yeni yolculuğa hazır mısın, Gökyüzü Koruyucusu?”

Benzer İçerikler

Yorum Yapabilirsiniz

Daha Önce Yapılan Yorumlar

Yazar

admin 50 İçeriği Bulunmaktadır

Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır