admin 19.04.2025 - 19:47
22 okunmaMinik Filin İlk Yağmur Macerası Minik fil Filo, sabah gözlerini açtığında gökyüzü her zamankinden daha farklı görünüyordu. Güneş ortalıkta yoktu. Bulutlar gökyüzünü kaplamış, gri ve sessiz bir hava her yere hâkim olmuştu. Filo pencereye yaklaştı, dışarıyı seyretti. Bir anda gökten ilk damla düştü. Sonra bir tane daha… derken küçük damlalar hızla toprağa çarpmaya başladı.
Table of Contents
Toggle“Anne! Ne oluyor?” diye seslendi Filo heyecanla. Annesi gülümseyerek yanına geldi. “Bu yağmur canım. Doğa için bir armağan.” dedi. Filo yağmuru hiç görmemişti. Çünkü o henüz çok küçüktü ve hayatında ilk kez bir yağmurla karşılaşıyordu.
Filo’nun kalbi küt küt atıyordu. Ne kadar da serin ve taze görünüyordu her şey. Toprak kokusu burnuna geldi. Bu koku ona bir şeyler anlatmak istiyordu sanki. Dışarı çıkmak için annesinden izin istedi. Annesi ona başıyla “evet” işareti yaptı ama “Sakın çamurlara çok yaklaşma!” diye de uyardı.
Filo dışarı adım attığında yağmurun serin damlaları cildine dokundu. Başını kaldırdı ve damlaların yüzüne düşmesine izin verdi. Şaşkındı ama çok mutlu hissediyordu. Ağaçların yapraklarından sular damlıyor, kuşlar kanatlarını çırparak sığınacak yer arıyordu. Ama o, yağmurun altında dans etmek istiyordu.
Küçük fil önce yavaşça yürüdü. Sonra yağmurun ritmine ayak uydurarak hoplamaya başladı. Her adımında çamur sıçrıyor, su damlaları etrafa yayılıyordu. Az ileride, onun gibi yağmura çıkan diğer hayvanları gördü. Minik bir tavşan, şemsiye altında annesinin eteğini çekiştiriyor; sincaplar ağaç gövdelerine saklanıyor ama göz ucuyla Filo’ya bakıyorlardı.
#image_title
Bu sesi duyan sincaplar yavaşça ağaçtan indi. Tavşanın annesi, küçük şemsiyesini tavşana verip kenara çekildi. Derken küçük bir grup hayvan yağmurda dans etmeye başladı. Filo, hortumunu yukarı kaldırıp su fışkırtıyor, arkadaşlarını neşeyle ıslatıyordu.
Ama bir anda gök gürledi. Büyük bir ses… Filo irkildi. Tüm hayvanlar kısa bir süreliğine durdu. Gökyüzü gri ve kasvetliydi. Küçük bir rüzgâr esti. Filo biraz korktu. “Anneee?” diye bağırdı. Annesi hemen geldi, minik fili sarıldı.
“Korkma canım, bu doğanın sesi. Gök gürültüsü yağmurun arkadaşıdır.” dedi. Filo annesine sarılırken gökyüzünde bir ışık çaktı. Şimşek! Ama ardından bir şey oldu… Yağmur durmaya başladı. Güneş utangaçça bulutların arasından göz kırptı.
Filo gözlerine inanamadı. Renk renk bir yol, gökyüzünde belirmişti. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor… Hayatında gördüğü en güzel şeydi bu. Tüm hayvanlar sevinçle gökkuşağına baktı. Filo hafifçe fısıldadı: “Yağmur sihirli bir şeymiş…”
O gün, Filo’nun ilk yağmur macerasıydı. Çamura bastı, suyla oynadı, biraz korktu ama çok şey öğrendi. Annesiyle el ele eve dönerken aklında tek bir şey vardı: “Yağmur bir oyundur. Ve her oyun gibi içinde hem eğlence hem de cesaret vardır.”
Yatağına uzandığında yorgundu. Ama mutlu… Gözlerini kapatmadan önce hortumuyla gökyüzüne hayali bir çizgi çizdi. Rüyasında gökkuşağının içinden geçerek bulutların üstüne çıktı. Ve orada, yağmurun melodisini çalan minik damlaların dansını izledi.
Benzer İçerikler
Yorum Yapabilirsiniz
Daha Önce Yapılan Yorumlar
Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır
...