admin 05.05.2025 - 18:39
okunmaMavi Balık Rüyası
Table of Contents
ToggleBir varmış bir yokmuş, okyanusun en derin yerinde, mavinin binbir tonuyla dans eden bir balık yaşarmış. Bu balık ne sıradan ne de sessizmiş; pulları gece parıltısı gibi ışıldar, yüzdüğü yerden tatlı bir şarkı yayılırmış. Adı Mavira’ymış. Mavira, dalgaların altında yatan sırları sadece rüyalarda gösterebilen sihirli bir balıkmış.
Uzak bir kasabanın kenarındaki küçük bir koyda, Eren adında bir çocuk yaşarmış. Geceleri dalga sesleriyle uyur, gündüzleri deniz kabukları biriktirirmiş. Eren’in en büyük dileği denizlerin altındaki yaşamı görmekmiş. Bir gece, uyumadan önce mırıldanmış: “Keşke bir rüyada okyanusun altına dalabilsem…”
İşte o gece, Mavira’nın zamanıymış. Sessizce rüyasına süzülmüş, Eren’in uykusuna damlayan bir mavi ışıltıyla onu uyandırmadan başka bir dünyaya taşımış.
Eren, gözlerini açtığında kendini camdan yapılmış bir kubbenin içinde bulmuş. Etrafında mavi mercanlar, inci gibi parlayan taşlar, yavaşça süzülen deniz anası sürüleri varmış. Kubbelerin dışı denizmiş ama içerisi kuru ve sıcakmış.
#image_title
Mavira, tam karşısında parıldarken konuşmaya başlamış: “Burası Rüyadeniz. Bu dünyaya yalnızca kalbinde merak taşıyanlar girebilir.”
Eren gözlerine inanamamış. Mavira’ya yaklaşmış, “Gerçek misin?” diye sormuş. Mavira gülümsemiş: “Sen uyanmadığın sürece her şey gerçektir. Ama dikkat et, bu rüyanın da bir sınırı var.”
Rüyadeniz’de zaman su gibi akıyormuş. Eren, Mavira’yla birlikte yosun bahçelerini gezmiş, konuşan yengeçlerle oynamış, kumdan yapılmış balık kaleleri kurmuş. Ancak bir gün, okyanusun bazı bölgeleri griye dönmeye başlamış. Mercanlar solmuş, balıklar sessizleşmiş.
Eren telaşla Mavira’ya koşmuş. “Neler oluyor?” diye sormuş. Mavira’nın sesi üzgün çıkmış: “Rüyadeniz’i bir zamanlar da terk eden bir çocuk vardı. Onun korkuları bu diyara gölge düşürdü. Şimdi o gölgeler geri dönüyor.”
Eren endişelenmiş. “Bu rüya bitecek mi?”
Mavira başını eğmiş: “Rüya bitmez, ama rüya bozulabilir. Ancak sen istersen bu diyara ışık geri dönebilir.”
Rüyadeniz’in en derin yerinde, bir mağaranın içinde büyük bir deniz kalbi atarmış. Bu kalp rüyanın merkezindeymiş. Her çocuk hayal kurdukça, her gülümsemede o kalp biraz daha güçlü atarmış. Ama korkularla dolu düşler, bu kalbi zayıflatırmış.
Mavira Eren’i oraya götürmüş. Kalp yavaş yavaş solmak üzereymiş. Eren ellerini kalbe yaklaştırınca, geçmiş rüyaları görmüş: bir kızın uçan balinayla yolculuğu, bir çocuğun deniz yıldızlarıyla konuştuğu anlar, ışıl ışıl masmavi hayaller.
Eren’in gözleri dolmuş. “Bu kadar güzel şey yok olup gidemez,” demiş. Kalbi korumak için ne yapması gerektiğini sormuş.
Mavira fısıldamış: “Cesur olman gerek. Kendi korkunun içine dalman gerek. Ancak o zaman rüya kendini onarabilir.”
O gece Eren, rüyasında gri pullu dev bir balıkla karşılaşmış. Balık konuşmuyormuş ama gözleri korkuyla doluymuş. Mavira uzaktan izliyormuş. “Bu senin içindeki kararsızlıktır. Ya onunla yüzleşir ya da buradan uyanırsın ve her şeyi unutursun.”
#image_title
Eren korkmuş ama geri adım atmamış. Gölge Balık’a yaklaşmış, elini uzatmış. “Sen benim korkum olabilirsin, ama ben seni anlamaya çalışacağım,” demiş.
O anda balığın pulları çatlayarak dökülmüş, altından parlak mavi pullar ortaya çıkmış. Gölge Balık göz kırpmış ve gökyüzüne doğru süzülmüş. Rüyanın kalbi yeniden güçlü bir şekilde atmaya başlamış.
Eren gözlerini açtığında sabah olmuştu. Gözlerini ovuşturduğunda başucunda küçük, mavi pullu bir tüy bulmuş. Yastığına deniz kokusu sinmişti. Rüya mıydı, gerçek miydi anlayamamış ama kalbinde bir değişiklik hissetmişti.
#image_title
O günden sonra Eren her gece yatağa girerken içinden “Rüyadeniz’e tekrar dalmak istiyorum” dermiş. Ve her sabah deniz kabukları arasında daha önce görmediği renkler bulurmuş.
Rüya bir kez açıldı mı, artık geri kapanmazmış. Mavira hep oradaymış, denizin derinliklerinde, yeni bir hayalin kapısını aralayacak doğru zamanı bekleyerek.
Benzer İçerikler
Yorum Yapabilirsiniz
Daha Önce Yapılan Yorumlar
Yazar
admin
53 İçeriği Bulunmaktadır
İlginizi Çekebilir
Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır
...