admin 22.04.2025 - 15:44
7 okunmaBir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, aklı zekâsından, kalbi merhametinden büyük bir delikanlı varmış. Adı Keloğlan’mış. Saçsız başına bakanlar onu alaya alırmış ama bilmezlermiş ki, onun başında değil gönlünde taşıdığı cevhermiş asıl kıymetli olan.
Table of Contents
ToggleAnnesiyle birlikte yoksul ama huzurlu bir köyde yaşarmış. Gündüz tarlada çalışır, akşam yıldızlara bakar, hayaller kurarmış. Bir gün köye, dört atlıyla süslü bir arabaya binmiş bir genç adam gelmiş. Üzerinde altın işlemeli kaftan, boynunda mücevherli bir kolye varmış. Kendini “Uzak Ülkelerin Prensi Zafir” olarak tanıtmış.
Köylüler hayranlıkla ona bakmış, kimi elini öpmek istemiş, kimi hediyeler sunmuş. Prens ise gözlerinde kurnaz bir parıltıyla gülümseyerek konuşmuş:
“Ülkeme dönmeden önce sadık bir halk arıyorum. Beni en iyi ağırlayan köye hazinemin anahtarını bırakacağım.”
Bu söz üzerine herkes onun etrafında pervane olmuş. Ona en güzel yemekleri pişirmiş, odasını ipek örtülerle süslemişler. Ama Keloğlan, bu ihtişamın arkasındaki bakışı hemen fark etmiş.
Ertesi sabah Keloğlan, annesinin verdiği sıcak çöreklerle yola çıkarken Prens Zafir’in adamlarının ormana doğru sessizce yürüdüğünü görmüş. Merakla onları takip etmiş. Ormanın derinliklerinde adamlar, köyün yakınındaki mağaraya girip çıkıyor, bir şeyler taşıyormuş.
Keloğlan, gizlice mağaraya girmiş ve içeride büyük bir sandık görmüş. Sandıkta altın yokmuş ama köyden toplanan erzaklar, yünler ve eski değerli eşyalar duruyormuş.
“Demek ki,” demiş içinden, “bu prens değil, bir yalancı. Halkın güvenini çalıp hazinesini doldurmak istiyor.”
Keloğlan hemen köyün bilge kadını Ayşe Nine’ye gitmiş. “Nineciğim,” demiş, “bu adam gerçek prens değil. Ama kimseyi inandıramam. Ne yapmalıyım?”
Ayşe Nine gözlerini kısarak düşünmüş. “Yalanı ortaya çıkaran, doğru söz değil, akıllı iştir. Onu kendi yalanında boğ.”
Keloğlan’ın aklına bir plan gelmiş. O akşam köy meydanında toplanan halkın ortasında elini kaldırıp konuşmaya başlamış:
“Ey güzel köylüler! Bu değerli prens bizlere sadakat testi yapıyor. Gelin, biz de ona sadakatimizin hediyesini verelim.”
Sonra elini cebine atıp eski, paslı bir anahtar çıkarmış. “Bu anahtar dedemden kalma. Sözde, altınla dolu gizli bir mahzeni açar. Belki prensimize layık bir hediye olur.”
Prens Zafir’in gözleri parlamış. Hemen ileri atılmış. “Ne büyük şeref! Bu anahtarı almak isterim!”
Keloğlan ciddi bir ifadeyle, “Ama bu anahtar sıradan kişilerin eline geçerse uğursuzluk getirir. Ancak dürüst olan açabilir,” demiş.
Ertesi sabah Keloğlan, Prens Zafir’i mağaraya götürmüş. “Hazinen burada. Anahtarla aç.”
Zafir hemen sandığı açmış ama içinden köylülerin eşyaları fırlamış. Arkasından halk gelmiş. Herkes kendi eşyasını görünce şaşkınlık ve öfke içinde kalmış.
“Bu benim annemin sepeti!” demiş biri.
“Bu halı bizim evde vardı!” diye bağırmış bir başkası.
Keloğlan elini kaldırmış. “Ey köylüler! Gerçek prens halkını korur, aldatmaz. Bu adam yalanla geldi, güveninizi çaldı.”
Prens Zafir artık kaçamayacağını anlayınca diz çökmüş. “Affedin,” demiş. “Yalancıydım, ama daha önce kimse böyle akıllı çıkmamıştı karşıma.”
Kralın adamları da tam o sırada köye ulaşmış. Çünkü Zafir başka ülkelerde de benzer hilelerle suçlanmış. Adamları yakalanmış, Zafir adalete teslim edilmiş.
Kral’ın elçisi, köylülere dönmüş: “Bu hileyi ortaya çıkaran kimse, kralımız onu sarayına davet eder.”
Halk hep bir ağızdan “Keloğlan!” demiş.
Ama Keloğlan, başını eğerek gülümsemiş: “Benim sarayım annemin yanıdır. Ama kralımıza bir mektup yazar, doğrulukla yönetmesini dilerim.”
O günden sonra köy halkı Keloğlan’ın sözlerine daha çok kulak vermiş. Artık dış görüntüye değil, kalpteki dürüstlüğe bakarlarmış.
Keloğlan ise her sabah yine tarlasını sürer, annesinin ekmeğini yer, akşam olunca yıldızlara bakarak şöyle dermiş:
“Yalan en parlak süsü taksa da, en küçük doğru onu yerle bir eder.”
Gökten üç elma düşmüş: biri yalanı görüp susmayanlara, biri zekâsını iyilikle kullananlara, biri de gerçeği sabırla savunanlara…
Benzer İçerikler
Yorum Yapabilirsiniz
Daha Önce Yapılan Yorumlar
Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır
...