Kelebek Hayal Bahçesi

Anasayfa » Uyku Masalları » Kelebek Hayal Bahçesi

admin     05.05.2025 - 18:24

okunma
Kelebek Hayal Bahçesi

Kelebek Hayal Bahçesi

Bir varmış bir yokmuş, rüzgârların usulca estiği, çiçeklerin kendi aralarında fısıltılarla konuştuğu uzak bir köyde, kimsenin bilmediği gizli bir bahçe varmış. Bu bahçenin adı Kelebek Hayal Bahçesi’ymiş. Ancak bu bahçeyi yalnızca kalbinde saf hayaller taşıyan çocuklar görebilirmiş. Ne haritada yeri varmış ne de bir yolu… Onu bulanlar, ya bir kelebek izlemiş ya da bir hayali dinlemiş olurmuş.

Rüzgârla Gelen Kelebek

Elif adında küçük bir kız yaşarmış köyün en ucundaki dut ağacının altındaki evde. Gözleri her zaman uzaklara dalar, rüzgârın getirdiği sesleri dinler, hayali arkadaşlarıyla konuşurmuş. Bir gün bahçede oynarken sarı kanatlı bir kelebek konmuş eline. Ama bu kelebek sıradan değilmiş; kanatları ışıkla boyanmış, her çırpışında hafif bir melodi duyuluyormuş.

Kelebek Elif’in parmak ucuna konup gözlerinin içine bakmış ve rüzgâr gibi bir sesle fısıldamış: “Hayal et… ve beni izle.” Elif kelebek nereye gittiyse onu takip etmiş. Dutlukların arasından, çiçekli patikalardan geçmiş ve bir anda karşısına parıldayan bir kapı çıkmış. Kapı, asma yapraklarıyla örtülüymüş ve üzerinde bir yazı parlıyormuş: “Hayal Eden Girebilir.”

#image_title

Renklerin Uyandığı Bahçe

Elif kapıyı araladığında karşısında gördüğü şey karşısında dili tutulmuş. Her çiçeğin üzerinde dans eden kelebekler, yerden yükselen melodiler, gökyüzüne uzanan çiçek kuleleri ve hayalden dokunmuş ağaçlar… Burası sıradan bir bahçe değilmiş; her şey düşüncelerle büyür, dileklerle renklenirmiş.

Bahçenin ortasında kocaman bir kelebek ağacı varmış. Bu ağacın yaprakları kelebek şeklindeymiş ve her biri bir çocuğun düşünden doğmuş. Elif yaklaşınca, ağaçtan bir yaprak yere düşmüş ve mavi bir ışığa dönüşmüş.

Bahçenin sesi duyulmuş: “Her gelen kendi kelebek hayalini buraya bırakır. Ama bu bahçenin dengesini korumak gerekir. Fazla korku ya da unutulmuş hayaller, çiçekleri soldurur.”

Unutulmuş Düşlerin Gölgesi

Elif, günlerce bu bahçeye rüyalarında gelmiş. Her gelişinde yeni bir kelebek oluşturmuş. Renkli salıncaklar kurmuş, melodili çiçekleri dinlemiş. Ancak bir gece, bahçeye vardığında her şey solgundu. Kelebekler uçamıyor, çiçekler ses çıkarmıyordu.

#image_title            

Elif ağacın yanına koşmuş. Yaprakları rüzgârda değil, hüzünde sallanıyormuş. Kelebek ağacı usulca konuşmuş: “Bir çocuk hayalini terk ettiğinde, kelebekleri de terk eder. Bu bahçeyi ayakta tutan, düşlerin unutulmamasıdır.”

O anda Elif’in içini bir korku sarmış. “Ya ben de büyürsem ve hayallerimi unutursam?” diye fısıldamış.

Bahçenin Kalbinde Bir Sır

Elif, bahçeyi eski haline getirmek için ne yapması gerektiğini düşünmüş. O sırada sarı kanatlı kelebek yine çıkagelmiş. Elif’in omzuna konmuş ve bir tünelin kapısını göstermiş. Bu tünel bahçenin en derin, en sessiz köşesine açılıyormuş.

Tünelin ucunda bir oda varmış; duvarları aynadan, tavanı yıldızlardan oluşuyormuş. Ortasında ise cam bir kavanoz içinde parlayan bir yumurta duruyormuş. Kelebek yumurtasıymış bu. Elif elini uzatınca, yumurtadan bir ses duyulmuş: “Beni uyandırmak için bir çocuk, unutmamaya söz vermeli.”

Elif gözlerini kapatmış ve tüm kalbiyle dilemiş: “Hayallerimi asla bırakmayacağım. Büyüsem de rüzgârın sesini dinleyeceğim. Her sabah gökyüzünü merakla izleyeceğim.”

Kelebeğin Doğuşu

#image_title

O anda yumurta çatlamış ve içinden ışık saçan, gökkuşağı kanatlı bir kelebek çıkmış. Bu kelebek, Elif’in kendi hayalinden doğmuş. O an bahçeye yeniden renk gelmiş. Ağaç yaprakları ışıldamış, çiçekler şarkılar mırıldanmış, kelebekler yeniden göğe yükselmiş.

Bahçenin sesi bu kez neşeyle fısıldamış: “Hayalini unutmayan çocuk, kelebeklerin koruyucusu olur.”

Elif, bahçeden ayrılırken elinde parlayan bir yaprak varmış. O yaprak artık onun rehberiymiş. Ne zaman hayalini kaybedecek gibi olsa, yaprak ona yol gösterecekmiş.

Her Çocuk İçin Gizli Bir Kapı

Elif büyüdükçe bahçeye olan inancı azalmamış. Okula başladığında defterlerinin arasına kelebekler çizer, geceleri yastığının altına hayal listeleri koyarmış. Sarı kanatlı kelebek hâlâ zaman zaman camına konar, rüzgârla ona melodiler taşırmış.

Bir gün Elif, kardeşine fısıldamış: “Eğer bir kelebek sana göz kırparsa, onu takip et. Çünkü senin de bir hayal bahçen olabilir.”

Kelebek Hayal Bahçesi artık yalnız Elif’e değil, başka çocuklara da yol gösterirmiş. Bahçeye giren her çocuk bir kelebek doğurur, unutulmuş hayalleri geri getirirmiş. Ve her bahar, bahçenin sınırından bir rüzgâr yükselir, dünyaya fısıldarmış: “Hayal eden çocuklar, dünyayı değiştirebilir.”

Benzer İçerikler

Yorum Yapabilirsiniz

Daha Önce Yapılan Yorumlar

Yazar

admin 53 İçeriği Bulunmaktadır

Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır