Pırıl Pırıl Nehir: Temizliğin Gücü

Anasayfa » Dini Masallar » Pırıl Pırıl Nehir: Temizliğin Gücü

admin     22.04.2025 - 13:36

4 okunma
Pırıl Pırıl Nehir: Temizliğin Gücü

Bir zamanlar, yeşil tepelerle çevrili küçük bir kasabanın içinden pırıl pırıl bir nehir geçerdi. Bu nehir, kasaba halkı için sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda yaşamın kalbiydi. Çocuklar yazın serinlemek için içinde oynar, büyükler suyuyla çamaşır yıkar, sabah namazından sonra herkes kıyısında dua ederdi.

Bu güzel nehrin kenarında yaşayan on yaşındaki Mert için nehir, arkadaş gibiydi. Her sabah uyanır uyanmaz ilk işi nehrin kenarına gitmekti. Elini suya daldırır, suyun serinliğini hisseder, minik taşlara vuran su sesini dinlerdi. Annesi onu her zaman şöyle uyarırdı: “Unutma Mert, temizlik sadece bedenle değil, yaşadığın çevreyle de olur.”

Mert bu sözü çok severdi ama tam anlamını bilmezdi. Ta ki bir gün, nehrin gürül gürül akan suyunda bir şeyler ters gidene kadar.

Bulanan Sular, Bulanan Kalpler


O sabah Mert yine koşarak nehre gitti. Ama su her zamankinden farklıydı. Artık berrak değil, bulanık ve yosun kokuyordu. Yüzeyinde ambalajlar, poşetler, boş plastik şişeler yüzüyordu. Mert gözlerine inanamadı.

“Kim böyle yaptı?” diye fısıldadı. Nehrin yüzü sanki ağlıyordu.

O gün okulda öğretmenleri çevre bilinciyle ilgili bir konuya değindi. “Temizlik sadece kişisel değil, toplumsaldır,” dedi. “Bir sokağı süpürmek, bir nehrin kıyısını temiz tutmak, hem bedenimizin hem de kalbimizin temizliğidir.”

Mert sınıf arkadaşlarına döndü. “Bizim nehir kirlenmiş,” dedi. “Bunu birlikte temizleyelim mi?”

Arkadaşları önce şaşırdı, sonra başlarını salladılar. “Yarın sabah erkenden nehir kıyısında buluşalım,” dediler.

Temizlikle Başlayan Değişim


Ertesi sabah Mert eline çöp poşeti, annesinin getirdiği eldivenlerle nehir kenarına gitti. Az sonra beş arkadaşı daha geldi. Önce çekinerek başladılar: bir şişe, bir poşet, bir teneke kutu… Sonra tempo arttı.

Çevreden geçen yetişkinler merakla izlemeye başladı. Kimileri yardım etmek için geldi, kimileri çocukları alkışladı. Saatler geçtikçe nehir yavaş yavaş eski haline dönmeye başladı.

Mert suya eğildi, avuçlayıp baktı. “Yine eski gibi kokuyor,” dedi. Arkadaşları başını salladı. “Temizlik sadece dışarıyı değil, içimizi de aydınlatıyor,” dediler.

Duyulan Dua Gelen Mektup

Duyulan Dua, Gelen Mektup

Duyulan Dua, Gelen Mektup


O gece Mert, uyumadan önce dua etti: “Allah’ım, sen suyu tertemiz yarattın. Biz insanlar onu kirletmemeliyiz. Bize doğayı koruma gücü ver.”

Ertesi gün belediyeden bir mektup geldi. “Kasabanın en temiz çevre hareketini başlattığınız için teşekkür ederiz. Sizleri Doğa Elçileri ilan ediyoruz.”

Mert’in gözleri parladı. Öğretmeni sınıfta bu başarıyı anlatırken, “Gerçek temizlik; suyun, havanın ve kalbin aynı anda arınmasıdır,” dedi.

Artık Mert ve arkadaşları her hafta nehir kenarında temizlik yapıyor, gelen küçük çocuklara doğayı korumanın önemini anlatıyordu.

Gizli Ziyaretçi


Bir sabah nehir kenarında temizlik yaparlarken, yaşlı bir amca yanlarına yaklaştı. Elinde bastonuyla zarifçe yürüyordu. Mert’e bakıp şöyle dedi: “Ben bu nehirle büyüdüm. Eskiden buranın suyu o kadar temizdi ki, içmeden önce sadece avuçlarımızı yıkardık. Ama sonra insanlar unuttu.”

Mert gözlerini ona dikti. “Biz hatırlatıyoruz,” dedi.

Amca başını salladı. “Temizlik, insana sadece dış görünüş değil, iç huzur da verir. Unutmayın, bir nehir temizse, orada yaşayan herkes daha huzurludur.”

O günden sonra amca da onların grubuna katıldı. Her temizlik sonrası eski zamanlardan hikâyeler anlattı.

Pırıl Pırıl Nehir Temizliğin Gücü

Pırıl Pırıl Nehir: Temizliğin Gücü

Köyde Temizliğin Bayramı


Ramazan’ın sonuna yaklaşıldığında, Mert ve arkadaşları bir fikir ortaya attı: “Bayramdan bir gün önce, ‘Temizlik Bayramı’ yapalım!”

Köy halkı bu fikri çok beğendi. O gün tüm kasaba halkı sokağa çıktı. Sadece nehir değil, sokaklar, parklar, okul bahçesi temizlendi. Herkes ellerinde süpürgeler, torbalar, eldivenlerle birer temizlik elçisine dönüştü.

İftar vaktinde, nehir kenarında büyük bir sofra kuruldu. Su, ekmek, çorba, hurma… Hepsi sade ama tertemizdi.

Mert sofrada su bardağını kaldırdı. “Bugün bu suyun rengi berraksa, bizim kalbimiz de berraktır,” dedi. Herkes gülümsedi. Çünkü biliyorlardı ki, temizlik yalnızca dışta değil, davranışta, niyette ve duada da olurdu.

Temizlikle Aydınlanan Gelecek


Bayram sabahı nehrin kıyısında renkli bayraklar asıldı. Çocuklar şiir okudu, büyükler dua etti. Yaşlı amca, bastonuna yaslanarak “Bu nehir sadece su değil, bir aynadır. Nasıl yaşadığımızı gösterir bize,” dedi.

Mert artık sadece suyu değil, evini, sınıfını, kalbini de temiz tutuyordu. Çünkü öğrenmişti ki, gerçek temizlik; sabırla, sevgiyle ve bilinçle yapılırsa anlamlıydı.

Gökten üç elma düşmüş: biri doğayı sevenlere, biri temizliği yüreğinde taşıyanlara, biri de bir avuç suyu kıymet bilenlere…

Benzer İçerikler

Yorum Yapabilirsiniz

Daha Önce Yapılan Yorumlar

Yazar

admin 50 İçeriği Bulunmaktadır

Hoşgeldiniz - Tüm Hakları Saklıdır